- rivayet
- ТАУРЫХЪ, ІорыІотэжь/ІуэрыІуэтэж, хъишъэ/хъищэ, ПРЕДАНИЕ, ЛЕГЕНДА
Турецко-адыгский словарь. Хъуажъ Фахъри. 2007.
Турецко-адыгский словарь. Хъуажъ Фахъри. 2007.
rivayet — is., Ar. rivāyet 1) Söylenti O, yanıma oturarak kara haberlerden, kötü rivayetlerden bahsetti. F. R. Atay 2) Bir olay, bir haber veya sözü nakletme Rivayete göre, iğrenç, akla gelmez uğursuzluklar işlemişler. R. H. Karay Birleşik Sözler rivayet… … Çağatay Osmanlı Sözlük
rivayet olunmak (veya edilmek) — bir olay, bir haber vb. anlatılmak Son nefesini vermeden önce, biraz daha ışık, diye söylendiği rivayet edilir. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
RİVAYET-İ SÂDIKA — Senet ve delillerle sâbit, şüphesiz, doğru rivâyet … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
rivâyet — (A.) [ ﺖیاور ] 1. nakletme, hikaye etme. 2. söylenti … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
RİVAYET — Hikâye edilen hâdise veya söz. * Bir hâdisenin başkalarına anlatılması. * Peygamberimiz den (A.S.M.) işittiklerini veya sahabeden duyduklarını birisinin başkasına anlatması. * Kuyudan halk için su çekmek.(Eğer denilse : Resül i Ekrem… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
rivayet birleşik zamanı — is., dbl. Yalın zamanlı bir kiple miş ekinin birlikte kullanılmasından oluşan birleşik zaman: Gelmişmiş, gelecekmiş gibi … Çağatay Osmanlı Sözlük
İLM-İ RİVAYET — (Bak: İlm i Hadis … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
AHADÎ HADİS — Rivâyet eden bir veya iki koldan olan veya mütevatir mertebesinde olmayan hadis demetir. İştihar haddine yetişmeyen hadistir. Şartları tamam olursa zann ı galib ifade eder, muktezası ile amel vâcib olur. (Muvazzah İlm i Kelâm … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ALÂ-RİVAYETİN — Rivayet edildiği üzere. Söylenenlere bakılırsa … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MERVÎ — Rivâyet edilen. Anlatılan. Nakledilen … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
RAVİ — Rivayet eden. İnsanlara haberleri nakleden. * Hadis nakleden. * Söyleyen, anlatan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük